Eski İstanbul Kahvehaneleri-Cem Sökmen "Gerçekten o devirde kahve akademinin, meslek cemiyetinin, kulübün, salonun, fikir ve sanat meclisinin bütün vazifelerini küçük tahta masalarının etrafında elinden geldiği kadar yapıyordu. O zaman anladım ki, biz bir kahve milletiyiz. Köyde kahve, mahallede kahve, mektebin önünde, cezvesinde bütün milli ve dini şuuru pişiren, ibriğinde kolektif vicdanı demlendiren, tezgahın dibinde halkı ve münevveri birbirine kenetleyen, iptidai olduğu için basit, fakat ananesi olduğu için derin ve canlı, tek ve tam bir cemiyet mihrakıdır." PEYAMİ SAFA "Kıraathaneye gitmemiş bir üniversitelinin tahsilini yarım sayarım. Bu dekansız, doçentsiz, bütçesiz, fakültesiz tamamen muhtar üniversitelerin tavla şakırtıları arasında; gören bir göz, işiten bir kulak bir memleketin insanlarının nabzını tutabilir; o nabız hızlı mı atıyor, yavaş mı atıyor, yoksa ‘intermittance’ mı var, doktor olmaya pek hacet kalmadan müşahadelerini yapar.” SAİT FAİK “İnsanlar bugün toplu halde yaşamaktan ve birbirleriyle ilişki kurmaktan eskiden olduğu kadar zevk almıyor. Yaşamlarını daha çok ‘özel’ olarak sürdürmek istiyorlar. Her şeyi özel bir etkinlik olarak görmekten yanalar. Dostlarıyla görüşmek için partiler veriyorlar. İlişkilerini kahvelerin normalliği içinde yaşamaktan kaçınıyorlar. Böyle olunca da politize olmaları, ekonomiyle, toplumsallıkla iç içe geçmeleri güçleşiyor. Buna karşılık da çok hızlı bir şekilde yaşanıyor ve tükeniyor ilişkiler…” GERARD GEORGE LEMAİRE Türk kültür, sanat, edebiyat dünyasında yer etmiş şahısların anılarını okuduğumuzda belli bir dönem için sıklıkla aynı mekân adları karşımıza çıkar. Küllük Kıraathanesi, İkbâl Kıraathanesi, Meserret Kıraathanesi, Lebon Pastanesi, Markiz Pastanesi, Baylan Pastanesi… bir nefeste sayacağımız mekânlardır. Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Reşat Ekrem Koçu, Necip Fazıl Kısakürek, Orhan Kemal, Kemal Tahir, Sait Faik Abasıyanık, Attilâ İlhan da bu mekânların birkaç müdavimidir yalnızca. Adeta Türk edebiyat tarihi bu kahvehanelerde ve pastanelerde gizlidir. Sadece edebiyat tarihi mi? Sanat ve düşünce dünyası ve hattâ siyaset dünyası bile bu kahvelerde gizlidir. Çünkü dönemin bütün aydınları bu mekânlarda bir araya gelip konuşur ve tartışırlarmış. Zaman zaman “bugün neden edebiyatçı kuşağı yok” tartışmalarının açıklamaları arasında, “çünkü Küllük veya İkbal gibi kahvelerimiz yok,” denmesinin sebebi de budur. Cem Sökmen, Eski İstanbul Kahvehaneleri isimli incelemesinde aslında kültür tarihimizin önemli bir kilometre taşına ışık tutuyor. Dönem aydınlarının iletişim ortamı olarak, eski İstanbul hahvehanelerini irdeliyor. Dönemin ‘sosyal medya’sını daha yakından öğrenmek için, detaylı bir çalışma. Çağlayan Çevik Bir Paragraf
Dönem içi en ucuz fiyat: 26 Aralık 2023 tarihinde 114
Dönem içi en pahalı fiyat: 3 Nisan 2024 tarihinde 155
Fiyat Arşivi internetteki fiyatları toplayıp önünüze getirir. Çeşitli satıcılardaki fiyat geçmişlerini görüp en ucuz fiyatları bulmanızı sağlar. Sitede herhangi bir ürün satışı yapılmamaktadır. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz içiniletisim@fiyatarsivi.com