1. hepsiburada
  2. Hobi Oyun Konsolları
  3. Oyunlar Oyun Konsolları
  4. Xbox 360 Ürünleri
  5. Xbox 360 Oyunları

Thief Xbox

Thief Xbox
Mağaza: hepsiburada
Son Fiyatı: 489.00 TL

Benzer Ürünler

Satıcıdan aynı kategoride diğer ürünler

Tümü

Ürün bilgileri

Thief Xbox 360 Bu ürünün teslimi sonrası ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurlarının açılmış olması halinde cayma hakkı kapsamında iadesi kabul edilmeyecektir. Thief Yıllar yıllar önce, kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber iken; ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, ninem düştü beşikten. Dedem de düştü eşikten. Biri kaptı maşayı, biri de kaptı şişeyi, gösterdiler köşeyi. Al işte...Soyulduk arkadaşlar. Neden? Çünkü nineme bebek muamelesi yapıp beşikte sallıyordum, dedem desen aklı gitmiş, eşiklerden düşüyor, hırsızlar da dediler bu aile belli zırdeli, bizi fark etmezler... Maşa, şişe hep gitti. Sonradan anladık tabii ki hırsızların da zekâ düşük; maşa falan çalıyorlar, rahat ettik ama soyulduk mu, soyulduk. Bana köşeyi göstermişlerdi ama ben kaçtım, onlar kovaladı; onlar kovaladı, ben kaçtım. Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, altı ay bir güz gittik derken bir sene geçmiş oldu. Bu bir seneyi ne hırsızlar hatırladı, ne de ben. Dönüp bir de arkamıza baktık ki ne görelim, bir arpa boyu yol gitmişiz! Velhasıl-ı kelam, bir varmış, bir yokmuş, ülkenin birinde, bir acayip hırsız yaşarmış. Simsiyah giyinip gecelerde korku salarmış. Mücevherler en sevdiği, değerli eşyalar en nadide çiçeğiymiş. Hiç kimse ona seslenemezmiş çünkü o hiçbir zaman orada olmazmış.Ona ne diye mi hitap ederlermiş? Hırsız. Ama gerçek adı Garrett’tan başkası değilmiş... Bir düşmüşüm ki... Siz deyin 1800’ler, ben diyeyim alternatif bir zaman dilimi... Karındeşen Jack’in İngiltere’nin arka sokaklarını inlettiği, Sherlock Holmes’ün taban teptiği bir garip ortam... Her yer, her zaman karanlık, her zaman kasvetli. Her şey ahşaptan yapılmış; tuğla, taş, bunlar azınlıkta. Bir yeri ateşe verseniz, tüm şehir iki dakikada kül olur, o derece. (İngiltere’nin yarısı yanmıştı böyle zaten.) (İngiltere değil, Londra o. - Tuna) Garrett bizim adımız. Usta bir hırsızız. Öyle ki resmen şehirde isim yapmışız. Bir de yardımcımız var. Daha doğrusu bizim izimizden ilerleyen bir kızcağız. O daha heyecanlı, daha farklı. Bazı aletler icat ederek işini kolaylaştırdığını düşünüyor ama olayın özünü kavrayabilmiş değil. Bir hırsız, hızlı olmanın, görünmez olmanın yanında doğru kararları da verebilme yetisine sahip olmalıdır. Henüz çömez olduğu için bu kız fantastik bir olayın tam göbeğine düşüyor ve olayların üzerinden tam bir sene geçiyor... Garrett bir yıl boyunca ne yaptığını hatırlamıyor. “Queen of Beggars” adındaki yaşlı kadın bizi himayesine almış ve yaralarımızı iyileştirmiş. Kendimize geldiğimizde olan olaylar, şahit olduklarımız (Siz yaşayın diye anlatmıyorum özellikle.) sanki dünmüş gibi geliyor ve cevaplar aramak üzere evimizin yolunu tutuyoruz. Yokluğumuzda şehrin bir hayli değiştiğini fark ediyoruz bu sırada. Ölümler artmış, şehrin kontrolündeki baron diktatörlüğünü güçlendirmiş ve “gloom” adındaki salgın, tüm şehri etkisi altına almış. Herkes bir bir ölürken sokağa çıkma yasakları ve devriyelere karşı gelenlerin ölümle cezalandırılmaları sıradan birer olay haline gelmiş. Yaşadığımız şehre yabancılaşmanın eşiğindeyken yaşadıklarımızın pişmanlığıyla, yanıtlar aramak üzere arkadaşlarımızı birer birer ziyarete başlıyor Mücevherat tutkunu Biz böyle ilk bakışlar, haberler yazıyoruz ama sonradan yazdıklarımızı unutabiliyoruz. Misal ben, Thief’in açık dünya temalı bir oyun olduğunu unutmuşum. Sanıyorum ki bölümler ardına bölümlerde gezeceğim ama bir baktım ki istediğim yere gidiyor, istediğim görevi yapıyor, istediğim evin içine dalıp dolapları rahatça karıştırabiliyorum. Aynı bir RPG’de olduğu gibi ben de işi gücü bırakıp önüme gelen evi soymaya başladım ve daha ikinci bölüme geçtiğimde küçük bir servetim oluşmuştu bile... Birinci şahıs kamera açısından oynanan Thief’in temelinde hırsızlık ve gizlilik var; sanırım bu konuda mutabıkız. Durumumuz da DayZ’de kendisini sadece su şişesiyle savunmaya çalışan bir oyuncudan pek farklı değil; hatta güçlü gibi gözüken bir karaktere sahip olduğumuz herhangi bir oyundakinden çok daha güçsüz durumdayız. (Ne demek istedim acaba...) Olay şu ki karşımıza sadece tek bir düşman çıksa bile ölüp kalmamız olası. Hele ki oyunu sadece bir tık yukarıdaki zorluk seviyesinde oynarsanız, teke tek dövüşmenin direkt ölüm getirebilmesi sıkça karşılaşılan bir durum oluyor. Usta bir hırsız olarak temel ilkemiz düşmanlardan ve ışıktan uzak durmak; zaten bundan sonrası otomatik olarak halloluyor. Garrett’ın sahip olduğu sağlam bir envanter bulunuyor neyse ki. Daha ilk bölümden bir mekanik cihaza sahip oluyor ve bununla duvarlardaki menfezlere tutunarak kendimizi daha yüksek noktalara çekebiliyoruz. Daha önceden birçok yazıda belirttiğimiz yay ve çeşit çeşit oklarımız da en büyük yardımcılarımızdan ama bunlardan daha çok kullanacağımız bir silah var ki o da Blackjack’ten başkası değil. Bir çeşit kısa ama ağır sopa olan Blackjack, düşmanlarımızın arkasından yaklaştığımızda, onları tek hamlede alaşağı etmek için kullanılıyor. Bu silahı aynı zamanda teke tek dövüşlerde de kullanabiliyoruz fakat karşımızdaki adamın upuzun kılıcı varken bu silahla savaşmaya çalışmak pek uygun düşmüyor. Size az önce söylemek istediğim konu da buydu işte: Garrett kesici bir alet taşımadığı için savaşmayı da beceremiyor. Baktığınızda siyahlar içinde, ninja kılıklı, güçlü bir karakter var ve buna güvenerek bir düşmanla karşılaştığınızda savaşabileceğinizi düşünüyorsunuz ama olmuyor, bir anda boşluğa düşüyorsunuz. (Bu afallamayı oyuna başlayınca yaşayacaksınız, emin olun.) Teke tek dövüşte iyi olmadığı için Garrett ya gizlilikle öldürmeye başvuruyor ya da oklarını kullanıyor. Farklı ok tiplerine sahip karakterimiz. Güzel hasar vermek için ya Broadhead okları kullanıyorsunuz, ya uçları alev alev yananları veyahut da zehirli gaz yayanları. Broadhead oklar düşmanınızı tek vuruşta öldürmüyor ama birkaç tanesiyle işi başarıyorsunuz. Alevli oklar daha fazla hasar veriyor ve düşmanınız yanmaya da devam ediyor. Gaz yayanlar da rakiplerinizi sersemleterek saldırıya açık konumda bırakıyor. Bu üç ok tipinin yanında “Blunt” ve “Water” adında iki ok tipi daha bulunuyor. Blunt çok ucuz ve çok az hasar veriyor fakat zaten bu oku savaşmak için kullanmıyoruz. Çok da az ses çıkardığı için uzaktaki düğmelere basmak istediğimizde bu oktan bir tane yolluyoruz ve işimiz halloluyor. Islak okların da amacı zaten belli; düşmanlara sulu şakalar yapmak... Yok, onu ben size yapıyorum; Garrett ıslak oklarla mumları, meşaleleri söndürüyor. Bu iki ok tipinin amacı belli ama örneğin Choke (Gaz yayan.) oklarını da alev söndürmek için kullanabiliyorsunuz. Aynı şekilde alevli okları da düşman yakmak yerine başka şeyleri yakmak için kullanmak mümkün. Yayı kullanırken dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da hedef aldıktan sonra yayı uzunca süre gerili tutmamak. Bunu yaptığımızda kolumuz yoruluyor ve atı��taki hassasiyet kayboluyor. Şöyle de ilginç bir durum söz konusu ki birçok farklı kullanımı olmasına rağmen yayı çok az kullanarak da oyunu götürebiliyorsunuz. Hele oyunun başlarındaki dört - beş bölüm boyunca yayınızı yerinden çıkarmasanız bile olabiliyor, tecrübeyle sabit bir durum. (Bazı gerekli anlar dışında...) Oyunun bu şekilde bir özgürlük sunması da gayet hoşuma gitti açıkçası. İsterseniz birilerini etkisiz hale getirin, isterseniz arkalarından dolanın, isterseniz tek bir silahı kullanın, isterseniz de elinizde ne var, ne yok harcayın... Envanter konusunu bitiremedim. Garrett zaman içerisinde birkaç önemli eşya daha ekliyor ceplerine. Örneğin, tornavida benzeri bir aletle rögar kapaklarını açıyor, duvarlardan tabelaları söküyor. Küçük bir bıçakla tabloları çerçevelerinden ayırıyor, bir yerlere fırlatıp ilgi dağıtmak için şişeleri yanında taşıyor, çeşitli yiyecekler sayesinde de sağlığını toparlıyor. İçeride ne var? Her daim bir görevimiz var oyunda. Bu ana görev de olabilir, bir yan görev de. Hikâyenin başlarında birkaç tane karakterle karşılaşıyor ve onları daha sonra çeşitli işlere özel olarak ziyaret edebiliyoruz. Misal, Basso. Daha önceki oyunlarda da yer alan Basso, The City’deki en iyi arkadaşımız. Yan görevlerimizi Basso’dan temin ediyoruz ve görevin sonunda, görev içerisinde kazandıklarımız yanımıza kar kalıyor. Queen of Beggars, yeteneklerimizi geliştirmemize yardımcı olan, The City’nin en yaşlı ve havalı kadınlarından. Çeşitli eşyalar ve sağlık paketleri almak için de şehrin farklı noktalarında bizi bekleyen satıcılara ulaşıyoruz. Ve oyuna başladık, bir göreve sahip olduk. Şimdi oyun nasıl ilerliyor, bir bakalım... Genellikle görevlerde şehrin bir yerinden, bir başka bölgesine gidip oradaki bir olayı çözüyoruz. Bu bir hırsızlık olayı da olabilir, görünmeden bilgi toplamak da olabilir, biriyle görüşmek de. Hırsızlık tabii ki daha ön planda ve genellikle de çalacağımız şey, zor ulaşılan bir noktada. Zor ulaşım nedir? Misal, çalacağımız şey bir yüzük olsun ve bu yüzük de çok katlı bir evde olsun. Bu eve kapıdan girmek mümkün olmuyor zaten ve pencereye levyeyi takıyoruz. Pencerelerin içeriyi veya dışarıyı göstermemesi, alüminyum kaplama olmasına hiç anlam veremedim ve rahatsız oldum. Ayrıca her girdiğimiz ev için sıkıcı bir pencere açma operasyonuna giriyor olmamız da bir süre sonra sinir bozmaya başlıyor. Her neyse, eve girdik. Eğer yaldır yaldır koşarsak herkes ayaklanır. O yüzden ya yavaşça hareket ediyor ya da çömelerek yürüyoruz. Halı varsa halıda yürümek daha akıllıca çünkü sesi tutuyor. Katları bir bir çıkmadan önce evi iyice araştırmalıyız. Dolaplar, çekmeceler hep değerli eşyalarla dolu oluyor. Tabii ki ortalıkta da birçok eşya bulabiliyoruz ama bunlar genellikle biraz daha az değerli. (Araştırma yapmak ödül getiriyor.) Odaları bir bir araştırırken kapıları pat diye açmamamız gerektiğini, bir kapıyı açıp karşımızda birkaç koruma görünce anlıyoruz. O yüzden bir odaya girmeden önce kapı deliğinden bakmalıyız ve içeride ne var, ne yok görmeliyiz. Eğer içerisi sakinse rahatça odanın altını üstüne getirebiliyoruz. Bazen devriye gezen birileri de olabiliyor; onlara görünmemek için de tehdit altında olduğunuzu düşünürseniz, odaya girdikten sonra kapıyı arkanızdan kapatın. (Bazen Garrett kapıyı arkasından kapatıp dışarı da çıkıyor enayi gibi.) Devriyeler dışında bir başka engel de evcil hayvanlar oluyor. Örneğin, kuşların yanından hızla geçerseniz ötmeye başlayıp etrafı ayaklandırıyorlar. Köpekler de aynı şekilde havlayarak olay çıkarıyorlar. Onlara ya hiç yaklaşmamalı ya da görüşlerinden uzak durmalısınız. İlgilerini başka bir yöne çekmek de iş görmüyor değil. Bir şişeyi alakasız bir noktaya atmak, evcil hayvanlarla birlikte askerleri de o noktaya yönlendiriyor. Çalmanız gereken şeyin olduğu yere kazasız belasız geldiğinizde bazen o eşyayı pat diye buluyorsunuz, bazen de etrafı iyice kolaçan etmeniz gerekiyor. Bu eşya zaman zaman kilitli bir kutuda oluyor, zaman zaman bir tablonun arkasında, bazen de gizli bir bölmede. Kilit açma olayı oyun boyunca en çok karşılaşacağınız durumlardan bir tanesi lakin burada da oyun çok cömert davranıyor. Başka oyunlarda yanlış hareketiniz maymuncuklarınızın eksilmesine neden olurken burada bir yaptırım yok; kilidi açana kadar deneyebiliyorsunuz. Olay, gamepad titreşip ekrandaki dairenin içi dolduğunda ilgili tuşa basmak. Eğer kilitli bir kutuda değilse eşya, demek ki tabloların arkasındaki gizli düğmeleri bulmamız gerek. Garrett, tablonun etrafında elini gezdirirken düğmeyi bulduğunda yine titreşimle ve ekrandaki ibareyle belli ediliyor ve tuşa basıp gizli geçidi açıyoruz. Zaman zaman da gizli düğme duvarda veya başka bir yerde gizli oluyor. Burada da Focus özelliğimiz devreye giriyor... Her şey daha net! Garrett’ın birkaç tane özel yeteneği var. Bunlardan bir tanesi, bir ninja gibi hareket ederek gölgeden gölgeye geçebilmesi. Düşünün ki kısa bir sokağı geçmeniz lazım ama bir gölgeyle diğer gölge arasında koskoca sokak lambası yanıyor. Garrett bu açıklığı çok hızlı bir hareketle aşabiliyor ve tam o sokağa bakan bir devriye varsa bile sizi fark etmiyor. Focus özelliğiyse birçok durumda kullanabileceğiniz, işleri kolaylaştıran özel gücünüz. Focus barınızdan yiyen bu özellik sayesinde çevredeki kullanılabilir nesneleri daha rahat görüyor, kilitleri daha hızlı açıyor, düşmanlarınızla savaşırken daha hızlı hareket edebiliyorsunuz. Focus güçlendirmeleriyle bu gücünüzü daha da geliştirmeniz mümkün olabiliyor. Focus gücünüzü kullanın ya da kullanmayın, görevleri bir şekilde geçiyor ve başka görevlere doğru gidiyorsunuz oyun boyunca. Her şey iyi ve güzel gibi gözüküyor ama ortada çok büyük bir problem var: Kurgu. Thief yeni döneme ayak uydurmaya çalışırken oyun dünyasındaki bazı önemli gelişmeleri göz ardı etmiş. Biliyorsunuz, artık sinematik, ara geçişleri oynanışla daha bağlı, kurgusu çok sağlam oyunlar piyasada yer alıyor. Buradaysa sanki eski bir oyun oynuyormuşuz gibi bir hava var. Bir karakterle konuşuyoruz, konuşma bitince oyun tökezleyerek bizi haritaya bırakıyor, yeni bir ara sahne giriyor ki bu da tökezliyor... Şehirde dolaşırken, normalde zar zor duymanız gereken, duvarlar arkasında olması gereken bir konuşma tam yanı başınızdaymış gibi geliyor, devriyeler duvarlara takılıp duvara doğru koşmaya devam ediyor, Garrett bir yere tırmanayım derken orada asılı kalıyor ve oyunu yeniden yüklemezseniz yere inmiyor. Bir BioShock Infinite’de, bir Gears of War’da, bir Call of Duty’de, bir Battlefield’da yer alan o kaymak gibi geçişler kesinlikle Thief’e uğramamış. Kesik, kopuk sahnelerle ilerliyor oyun resmen ve bu çok can sıkıyor. Şöyle kâbus bir durum daha var ki çoğunlukla şehirde görev noktanıza gitmeye çalışırken bir anda başka işler yaparken buluyorsunuz kendinizi. Şehir de çeşitli parçalara bölündüğü ve bu bölümler arasında yükleme süreleri olduğu için “Şurada ne varmış?” diye baktığınız bir sokak, uzun sayılabilecek bir yüklemeyle baş başa bırakabiliyor sizi; hatta bir yerde bir evi soyacağım diye pencereyi açtım ve bir baktım yükleme ekranı... Meğer o pencere şehrin öbür tarafına açılıyormuş. Oyunu 15 saatin üzerinde bir sürede tamamlayana achievement verilen bir oyundan da bu beklenirdi zaten ama bıraksalardı da bu yavaşlığa biz karar verseydik. Genel olarak atmosferde de sıkıntılar mevcut. Eyvallah, kasvetli bir ortamdayız ama hem kasvet, hem klostrofobi, hem kullanışsız alanlar bir araya gelince The City, biraz çekilmez bir yer olmuşa benziyor. Üstelik farklı işlere yarayan oklarımızı kullanabilecek yerler, düşmanlarımızdan kolayca kurtulmamızı sağlayacak tuzak imkânları da bulunmuyor. Ancak damdan dama koşup duruyoruz. Thief’in kesinlikle bir yeni nesil oyunu olduğunu da söyleyemem. Oyunu PS4’te test ettim ve grafikler PS3 kalitesinden farklı değil. PS4’te 1080p çözünürlükte çalışan oyun, Xbox One’da 900p’de çalışıyor üstelik. (Gerçi gözümüz bu farkı algılayamıyor.) Oyunu en yüksek çözünürlüklü haliyle, 60fps hızında oynamak isterseniz de PC versiyonunu tercih etmelisiniz. (Bilgisayarınız da iyi olmalı elbette ki.) Bence kötü bir oyun olmamış Thief, kendini oynatıyor ama bu kadar süre beklediğimize de değdiğini söyleyemeyeceğim. Hırsızlık, karanlık bir şehir ilginizi çekiyorsa ve bolca zamanınız varsa oyunu deneyin, yoksa başka yapımlara zaman ayırmak daha mantıklı olacaktır. Tuna Şentuna $(document).ready(function () { if(typeof flowplayer != "function"){ $("head").append('<scr' + 'ipt src="https://static.hepsiburada.net/scripts/video/flowplayer-3.2.13.min.js" type="text/javascript"></scr' + 'ipt><scr' + 'ipt src="https://static.hepsiburada.net/scripts/video/flowplayer.playlist-3.0.8.js" type="text/javascript"></scr' + 'ipt>') } setTimeout(function(){ flowplayer('divVideoSpor', 'https://static.hepsiburada.net/assets/videos/player/flowplayer.commercial-3.2.18.swf', { key: '#$c46383a21a21e4f94d3', play: { label: 'Oynat', replayLabel: 'Yeniden Oynat' }, backgroundColor: '#000000', clip: { autoPlay: false, onStart:function() {$("divVideoSpor").expose();}, onResume:function() {$("divVideoSpor").expose();}, fadeInSpeed: 1000, }, canvas: { backgroundColor: '#000000', backgroundGradient: 'none' }, playlist: [ {url : "https://images.hepsiburada.net/assets/videos/ProductVideos/ThiefVideo.mp4} ], plugins: { controls: { url: 'https://static.hepsiburada.net/assets/videos/player/flowplayer.controls-3.2.16.swf', //backgroundImage: 'url(https://design.hepsiburada.net/assets/videos/player/bg.jpg) repeat', backgroundColor: '#AAAAAA', progressColor: '#cc0000', bufferColor: '#333333', durationColor: '#000000', timeColor: '#333333', scrubber: true, backgroundGradient: 'none', bottom: 0, playlist: true, } } }) }, 200) }); Thief ! ARTIK SİZ GARRETT'SİNİZ, USTA HIRSIZ! Eşsiz yeteneklere sahip karanlık ve yalnız bir hırsız olan Garrett rolüne bürünün. En zorlu soygunlar, en erişilmez görünen ganimetler, en iyi saklanan sırlar: hiçbiri sizden kaçamaz. CITY: SİZİ BEKLİYOR! Karanlık arka sokaklarından, yüksek damlarına kadar, hastalıklı ve sorunlarla dolu City şehrini dolaşın. Sokaklarda fark edilmeden ilerleyin, en sıkı korunan malikanelere sızın ve her karanlık köşede saklanın… görünmeden ve izin almadan. Heyecan Sınırıını Zorlamak! YAKLAŞIMINIZI SEÇİN! Garrett'in silahlarını kullanarak nöbetçileri copunuzla sessizce indirebilir, bulunduğunuz ortamda ve içindeki düşmanlar üzerinde değişiklikler yapmak farklı ok türlerinden faydalanabilir veya yeni elde ettiğiniz odak yeteneklerini kullanarak hırsızlık becerilerinizi daha etkili hale getirebilirsiniz.

Fiyat Geçmişi