Stefan Zweıg Kitapları 17 Kitap Set Stefan Zweıg Kitapları 17 Kitap Set 1-Karmaşık Duygular Çeviren: İlknur İgan / 196 Sayfa Zweig İnsani Duyguları Büyük Bir Ustalıkla Çözümleyebilmesini Keskin Gözlemciliğine Ve Psikolojik Derinliğine Borçludur. Benzersiz Maceralar, Büyük Sırlar, Marazi Saplantılar, Duygusal İkilemler Ve Gerilimler, Bu Sayede Çağları Aşarak, Her Devrin Okuruna Hitap Edebilen Anlatılara Dönüşür. Bu Derlemedeki Novella Ve Öykülerinde De, Duygudaşlığı Elden Bırakmadan İnsan Doğasının En İyi Ve En Kötü Yanlarını Gözler Önüne Serer. Bunlar Sevgiye, Ölüme, Yitirilen Ve Yeniden Canlanan Umuda, Yeniden Kazanılan İnanca, Gençliğe Ve İnsanın Kendini Keşfine Dair Yapıtlardır. 2-Olağanüstü Bir Gece Çeviren: İlknur İgan / 76 Sayfa Olağanüstü Bir Gece, Seçkin Bir Burjuva Olarak Rahat Ve Tasasız Varoluşunu Sürdürürken Giderek Duyarsızlaşan Bir Adamın Hayatındaki Dönüştürücü Deneyimin Hikâyesidir. Sıradan Bir Pazar Gününü At Yarışlarında Geçirirken, Belki De İlk Kez Burjuva Ahlakından Saparak “Suç” İşler. Böylece Yeniden “Hissetmeye” Başladığını, Kötücül Ve Ateşli Hazları Olan Gerçek Bir İnsan Olduğunu Fark Eder. İçindeki Haz Dolu Esrime, Aynı Günün Akşamında Onu Gece Âleminin Son Atıklarının Arasına, “Hayatın En Dibindeki Lağımlara” Sürükleyecek, Varış Noktası İse Ruhani Bir Uyanış Olacaktır. 3-Lyon’Da Düğün Çeviren: Gülperi Sert / 50 Sayfa Lyon’Da Düğün Fransız Devrimi Sırasında Yaşanan Kargaşa Ve Zulüm Günlerinde Ölüme Yaklaşan İnsanlara Umut Veren Bir Aşkın Hikâyesidir. 1793’Te Kentte Kurşuna Dizilmeyi Bekleyen Karşı Devrimcilerin Toplandığı Hapishane Tuhaf Bir Nikâha Sahne Olur. İki Yalnız İnsan, Acı Çeken İki Çaresiz İnsanı Buluşturur. Birinin Yüreğinden Kopan Çığlık Diğerininkinde Karşılık Bulurken, Farkında Olmadan Birbirlerinin Yıllar Süren Yalnızlığına Son Verirler. Wondrak İse Yazarın Savaş Karşıtı Yapıtlarından Biridir. Bohemya’Nın Küçük Bir Kentinde Çirkinliğiyle Sürekli Alaya Maruz Kalan Bir Kadın Tecavüze Uğradıktan Sonra Doğurduğu Çocuk Sayesinde Yaşama Tutunmuştur, Ama Patlak Veren Birinci Dünya Savaşı Yüzünden Oğlunu Askere Alarak Ondan Koparmaları Söz Konusudur. Zweig Bu Öykülerde Toplum Dışına İtilmiş Karakterleri Üzerinden İnsanlık Durumunu Analiz Eder. Karakterlerinin Başlarından Geçenler “Yazgı” Değil, İnsanlığın İflasının Sonucudur. 4-Kızıl Çeviren: Regaip Minareci / 67 Sayfa Zweig Gençlik Dönemi Yapıtlarından Kızıl’Da Öğrenim İçin Viyana’Ya Giden Genç Bir Tıp Öğrencisinin Büyük Kentin Gerçekliğine Uyum Sağlama Ve Yetişkinliğe Adım Atma Sürecini Anlatır. Kendini Birdenbire Ailesinden Uzakta Soğuk Bir Odada Yapyalnız Bulan Bu “Çocuksu” Genç Adam, Zamanla Girdiği Bunalımın Etkisiyle Hayallerinden, Başlangıçta Büyük Bir Hevesle Sarıldığı Tıp Eğitiminden Vazgeçme Noktasına Gelmiştir. Tam Da O Günlerde Kızıla Yakalanan Ve Yardımına İhtiyaç Duyan Bir Kız Çocuğu Onu Hayata Geri Çağırır… 1908 Yılına Ait Bu Anlatı, Zweig’In Daha O Zamanlar Çoktan Bir Novella Üstadı Olup Çıktığının Kanıtıdır Adeta. Üstelik, Yazarın Sonraki Yapıtlarında Sıklıkla Karşılaştığımız Bir Temanın Peşine Henüz Kariyerinin Başındayken Düştüğünü; Gaddar Bir Dünyada Varoluşunu Sürdüremeyecek Kadar Kırılgan İnsanların Acılarını Baştan Beri Dert Edindiğini Ortaya Koyar. 5-Geçmişe Yolculuk Çeviren: Regaip Minareci / 52 Sayfa Zweig’In 1920’Li Yıllarda Yazdığı Tahmin Edilen Bu Novellanın El Yazması Ölümünden Sonra Oldukça Geç Bir Tarihte, 1970’Lerde Gün Işığına Çıkarıldı. Ve Aşkın Sınır Tanımazlığı Üzerine Yazılmış En Yoğun, En Etkileyici Metinler Arasında Yerini Aldı. Geçmişe Yolculuk, Zamana, Mekâna Ve Değişen Koşullara Direnen Yasak Ve Tutkulu Bir Aşkın Hikâyesidir. Bu Çılgın Aşk Önce Okyanusun Ve Daha Sonra Da Birinci Dünya Savaşı’Nın Araya Girmesiyle Dokuz Yıllık Bir Kesintiye Uğrar. Yıllar Sonra Yeniden Buluşan İki Sevgilinin Hayatları Büyük Bir Değişime Uğramıştır. Önlerinde Uzanan Belirsiz Geleceğe, Geçmişin Sürekli Aralarına Giren Gölgesine Rağmen, Aşk Doludizgin Sürmektedir… 6- Bir Çöküşün Öyküsü Çeviren: Regaip Minareci / 48 Sayfa Bu Son Derece Çarpıcı Çöküş Öyküsü, Xv. Louis Döneminde Fransız Sarayında Epey Etkili Olmuş Aristokrat Bir Kadının Gerçek Yaşamına Dayanır. Madame De Prie Günün Birinde Gözden Düşer Ve Kral Tarafından Normandiya’Ya Sürülür. İktidar Sahibi Ve İlgi Odağı Olduğu Hareketli Ve Eğlenceli Paris Günlerinden Sonra, Ne Kadar Süreceği Belli Olmayan, Kendisiyle Baş Başa Kalacağı Bir Sürgün Dönemi Beklemektedir Onu. Ancak İktidar Savaşları, Entrika Ve Eğlenceden İbaret Boş Saray Hayatı Varoluşuna Anlam Katan Tek Şeydir. Hem Kendini Hem Çevresindekileri Sürekli Kandırma Eğilimindeki Bu Sığ Ve Kibirli Kadın, Malikânesinde Gösterişli Eğlenceler Düzenleyerek Paris’Teki Hayatını Yeniden Canlandırmaya Çalışır. Giderek Mantıklı Düşünme Yetisini Bütünüyle Yitiren Madame De Prie, Yeniden Bütün Dikkatleri Üzerine Çekebilmek İçin İnanılmaz Bir Plan Yapar. 7-Mecburiyet Çeviren: Gülperi Sert / 50 Sayfa Savaş Karşıtı Görüşleriyle Tanınan Zweig I. Dünya Savaşı Boyunca Bu Görüşlerini Yaymayı Kendine Misyon Edinmişti. Avrupalı Ve “Dünya Vatandaşı” Kimliğine Büyük Değer Veren Yazar, Yapıtlarında Savaşın Yıkıma Uğrattığı “Eski Dünya”Nın Değerlerinin Kayboluşunu Büyük Ölçüde Dert Edinmiştir. Mecburiyet ’İn Ana Karakteri Ressam Ferdinand Da Savaş Sırasında Askere Alınmamak İçin İsviçre’Ye Kaçmıştır. Bir Gün Askerliğe Elverişliliğinin Tespiti İçin Konsolosluğa Davet Edildiğinde, Karısının Şiddet Karşıtı Duruşuna İhanet Etmemesi Yolundaki Telkinlerine Karşın Kendini Gitmek Zorunda Hisseder. Görev Duygusu, Savaş Karşıtı Düşünceleri Ve Karısına Duyduğu Sevgi Arasında Sıkışıp Kalmıştır. Ferdinand Her Ne Kadar “İnsanlığın Ötesinde Bir Vatanı” Olmasa Da, “Yirmi Milyon İnsanı Boğan O Zinciri” Kıramayacağını Düşünür… 8-Ay Işığı Sokağı Çeviren: Regaip Minareci / 74 Sayfa Fransa’Nın Bir Liman Kentinin Denizci Mahallesinde Gezinirken Duyduğu Arya Söyleyen Sesi İzleyerek Tanımadığı İnsanların Marazi Hayatlarına Dalan Bir Gezgin; Patronuna Kölece Bağlılığı Yüzünden Korkunç Bir Eyleme Sürüklenen Karanlık, İtici Ve Yabani Bir Hizmetçi; 1810 Yılında İspanya’Daki Savaşta Yaralanan, Düşman Bir Ülkede Amansız Bir Hayatta Kalma Mücadelesine Girişen Bir Fransız Albay; 1918 Yılının Bir Yaz Gecesi Leman Gölünde Bulunup Kurtarılan, Ancak Sonra Yüreğini Kavuran Yurt Özlemine Yenik Düşen Bir Rus Savaş Esiri; Yaşıtları Üniversiteye Giderken Hâlâ Liseye Devam Eden Avare Bir Gencin Öğretmeninin Otoritesine İsyan Ettikten Sonra Ödediği Ağır Bedel. Zweig Bu Öykülerde İnsanı İnsanlıktan Çıkarıp En Uç Noktalara Sürükleyen Deneyimlerin İzini Sürerken, Okuru Da İster İstemez Karakterlerinin Ruh Çalkantılarının İçine Çekiyor… 9-Amok Koşucusu Çeviren: Nafer Ermiş / 60 Sayfa Amok Koşucusu Doktor Olarak Yardıma İhtiyaç Duyan Bir İnsana El Uzatmanın Vicdani Yükümlülüğüyle Kendi Karmaşık Duyguları Arasında Sıkışıp Kalan Bir Adamın Hikâyesidir. Hollanda Doğu Hint Adaları’Nda Görev Yapan Bir Doktor, Dara Düşüp Kendisine Başvuran Çok Zengin Bir Kadının “Yardım” Talebini Geri Çevirir. Zira Kadının Mağrur Ve Hesapçı Tavrı Karşısında Büyük Bir Öfkeye Kapılmış, Gururuna Yenik Düşmüştür. Ancak Söz Konusu Olan İnsan Hayatıdır. Kısa Süre İçinde Pişmanlığın Pençesine Düşer. Kadına Yardım Etmeyi Saplantı Haline Getiren Doktor, Malezya Halkında Rastlanan Bir Nevi Öldürücü Delilik Olan Hummanın, Amokun Etkisi Altına Girer. 10-Korku Çeviren: İlknur İgan / 75 Sayfa Rahat Ve Korunaklı Bir Yaşam Süren Saygın Bir Kadın, Sekiz Yıllık Evliliğinden Sıkılmış, Burjuva Dünyasının Kozasından Çıkarak Kendini Genç Bir Piyanistin Kollarına Atmıştır. Ancak Bu Gizli İlişkiden Haberdar Olan Bir Şantajcının Ansızın Zuhur Etmesiyle, Hayatında Yeni Farkına Vardığı Bütün Güzellikleri Yitirme Tehlikesiyle Karşı Karşıya Kalır Ve Kahredici Bir Korkunun Pençesine Düşer. Korku İnsanı Bilinçdışına İtilmiş Utanç Verici Deneyimlerden, Bastırılmış Pişmanlıklardan Özgürleştirebilecek Güçte Bir Yapıt. 11-Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat Çeviren: Mahmure Kahraman / 72 Sayfa Zweig Bu Novellası’Nda Bir Kadının Yaşamını Bütünüyle Değiştiren Yirmi Dört Saatlik Deneyimini Anlatırken, İnsanda İçkin Saplantıların Ve Dayanılmaz Arzuların Sınırlarında Gezinir. Özgürce Ve Tutkuyla İçgüdülerinin Peşine Takılan Bir Kadının Bu Kısa Ve Yoğun Hikâyesi, Kadın Kalbinin Sırlarına Ermiş Ustanın Kaleminde Olağanüstü Bir Anlatıya Dönüşür. Yapıtı İçin Mekân Olarak Muhteşem Atmosferiyle Fransız Riviera’Sını Seçen Zweig, 1920’Li Yılların Sonlarında Avrupa’Nın “Kibar” Tabakasının İkiyüzlü Ahlak Anlayışına Yönelik Eleştirel Tavrıyla Dikkat Çeker. 12-Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Çeviren: Ahmet Cemal / 62 Sayfa Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief Einer Unbekannten) Adlı Uzun Öyküsünü 1920’Li Yılların İlk Yarısında Kaleme Aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’Nun Kadın Kahramanını Sadece Uzun Bir Mektubun Yazarı Olarak Tanıyoruz. Kadının Hayatı Boyunca Sevmiş Olduğu Erkek İçin Kaleme Aldığı Bu Mektubun “Gönderen”İnin Adı Yoktur. Mektubun Başında Tek Bir Hitap Vardır: “Sana, Beni Asla Tanımamış Olan Sana”. Kadın Büyük Tutkusunu Hep Bir “Bilinmeyen” Olarak, Yani Tek Başına Yaşamaya Razıdır, Bu Aşk Öyküsünde “Taraflar” Değil, Sadece Tek Bir “Taraf” Vardır. Böylesine, Gerçek Anlamda Aşk Denilebilir Mi? Zweig Okurunu, Bir Kez Daha, İnsan Psikolojisinde Eşine Pek Rastlanmayan Bir Yolculuğa Davet Ediyor. Bu Yeni Yolculuğun Sonunda “Mutlak Aşk” Kavramının Şimdiye Kadar Bilinmeyen Kıyılarına Varmayı Amaçlamış Olması Da Bir İhtimal! 13-Satranç Çeviren: Ahmet Cemal / 83 Sayfa Stefan Zweig, Çok Geniş Bir Psikoloji Birikimini Eserlerinde Bütünüyle Kullanmış Ender Yazarlardandır. Onun Dünya Edebiyatında Bir Biyografi Yazarı Olarak Kazandığı Haklı Ünün Temelinde De Bu Özelliği, Yani Yazarlığının Yanı Sıra Çok Usta Bir Psikolog Olması Yatar. Satranç, Zweig’In Psikolojik Birikimini Bütünüyle Devreye Soktuğu Bir Öyküdür Ve Bu Öykünün Baş Kişileri, Tamamen Yazarın Biyografilerinde Ele Aldığı Kişileri İşleyiş Biçimiyle Sergilenmiştir. Zweig Ölümünden Hemen Önce Tamamladığı Birkaç Düzyazı Metinden Biri Olan Satranç’I Kaleme Aldığı Sırada, Karısı Lotte Zweig İle Birlikte Göç Ettiği Brezilya’Da Yaşamaktaydı. Satranç’Ta Da, Olay Yeri Olarak New York’Dan Buenos Aires’E Gitmekte Olan Bir Yolcu Gemisini Seçmiştir. Bu Gemide Tamamen Rastlantı Sonucu Karşılaşan Üç Kişi: Yeni Dünya Satranç Şampiyonu Mirko Czentovic, Sıradan Bir Satranç Oyuncusu Olan Anlatıcı Ve Bir Zamanlar Çok Usta Bir Satranç Oyuncusu Olan, Ama Hayli Zamandır Satrançtan Uzak Kalmış Bulunan Dr. B., Öykünün Aktörleridir. 14-Mürebbiye Çeviren: İlknur İgan / 83 Sayfa Mürebbiyeleri Katı Bir Ahlak Anlayışının Kurbanı Olurken, Yetişkin Dünyasının Gaddarlığıyla Tanışan İki Masum Çocuk; Como Gölü Kıyısındaki Bir Otelin Dingin Ortamında Gözüne Kestirdiği Bir Genç Kıza İmzasız Aşk Mektupları Yazarak Zalimce Bir Oyuna Girişen Görmüş Geçirmiş Beyefendi; Tirol Alplerinde Küçük Bir Lokantada Gençliğinin Platonik Aşkıyla Karşılaşan, Artık Düşkün Ve Yaşlı Olan Bu Adama Yıllar Öncesinden Duyduğu Gönül Borcunu Ödeme Fırsatı Bulan Evli Bir Kadın; Bir Genç Kızın Yarı Histerik Şefkat Arayışında İfadesini Bulan Susuzluktan Kurumuş Toprak Ve Sıkıntılı Yağmur Bekleyişi. Zweig Bu Öykü Derlemesinde, Dönüştürücü Deneyimleri Sağlam Anlatılara Dönüştürmekteki Ustalığıyla Yine İnsanın Kusurlarını, Özlemlerini, Karşılaştığı Engelleyici Durumları Empatiyle Çözümlüyor. 15-Yakıcı Sır Çeviren: İlknur İgan / 88 Sayfa Kısa Bir Tatil İçin Avusturya Alplerine Giden Bir Baron, Zamanını Zararsız Bir Flörtle Renklendirmenin Yollarını Aramaktadır. Kendine Fazlasıyla Güvenen Ve Gönül Maceralarına Her Zaman Açık Olan Bu Müzmin Kadın Avcısı, Kısa Sürede Kendisine Bir Av Bulmakta Hiç Zorlanmayacaktır. Tanışıp Yakınlaşmak İstediği Kadının On İki Yaşındaki Oğluyla Ahbaplık Kurarak İşe Koyulur. Yakıcı Sır Annesini Elde Etmek İsteyen Bu Narsist Çapkın Tarafından Kullanılan Bir Çocuğun Hikâyesidir Aslında. Ne Var Ki, Yetişkin Dünyası Bazen Masum Çocuklara Büyüklere Göründüğünden Çok Daha Berrak Görünmektedir… 16-Gömülü Şamdan Çeviren: Regaip Minareci / 110 Sayfa Süleyman’In Tapınağından Çıkan, Yahudilerin Kutsal Emaneti Yedi Kollu Şamdanın 455 Yılında Roma’Yı Yağmalayan Vandalların Eline Geçmesi, Kentin Yahudi Cemaatinde Şok Etkisi Yaratır. Cemaatin Yaşlıları, Olan Biteni Gelecek Kuşaklara Aktarması İçin O Sırada Yedi Yaşında Olan Benjamin’İ De Yanlarına Alarak Kutsal Menora’Yı Denizaşırı Yolculuğuna Uğurlarlar. Seksen Yıl Sonra Aynı Benjamin, Şamdanı Yahudilere Geri Vermesi İçin İmparator İustinianos’A Yalvarmak Üzere Bizans’A Gider. İustinianos’Un Kudüs’Teki Bir Hıristiyan Kilisesine Gönderdiği Şamdan, Orada Kaybolmuştur. Ancak Zweig Gömülü Şamdan’Da Söylenceye Bir Gün Yeniden Kavuşma Umudu Barındıran Bir Final Atfeder. 17-Clarıssa Çeviren: Gülperi Sert / 178 Sayfa Zweig Hayatının Son Dönemlerinde Başladığı, Taslağı 1981’De Gün Işığına Çıkarılan Ve Yayıncısı Tarafından Tamamlanan Clarissa’Da, 1902 Yılından Birinci Dünya Savaşı’Nın Patlak Vermesine Kadar Geçen Dönemde, Dünyanın Halini Genç Bir Kadının Gözünden Anlatır. Avusturyalı Bir Subayın Kızı Olan Clarissa Bir Manastır Okulunda Büyümüş, Eğitimini Tamamladıktan Sonra Viyanalı Ünlü Bir Sinir Hastalıkları Uzmanının Yanında Çalışmaya Başlamıştır. Lozan’Daki Bir Kongrede Barışsever Fransız Öğretmen Léonard’La Tanışır. Birbirlerine Âşık Olurlar. Savaş Yüzünden Ayrılmak Zorunda Kaldıklarında Clarissa Hamiledir. Üstelik Karnındaki Bebeğin Babası Aynı Zamanda Düşmanıdır Da. Milliyetçi Bir Histerinin Kol Gezdiği Parçalanmış Avrupa’Da Bu Bebeği Doğurmak Yalnızca Kişisel Bir Karar Değildir Artık. Yazar Hakkında Stefan Zweig (1881-1942): Roman, Şiir, Öykü, Deneme Ve Oyun Gibi Farklı Türlerde Yetkin Ürünler Veren Yazar, Viyana’Da Doğdu. Avusturya, Fransa Ve Almanya’Da Öğrenim Gördü. Yaşamı Boyunca Avrupa’Nın Hızlı Değişimine Tanıklık Eden Zweig, 1913’Te Salzburg’A Yerleşti. 1934’Te Nazilerin Baskısı Yüzünden Bu Kentten Ayrıldı. Önce İngiltere’Ye, 1940’Ta Da Brezilya’Ya Göç Etti. 1942’De Karısıyla Birlikte İntihar Etti. Psikolojiye Ve Freud’Un Öğretisine Duyduğu İlgi Onu Derin Karakter İncelemelerine Götürmüştü. Önemli Denemeleri Arasında Balzac, Dickens Ve Dostoyevski’Yi Konu Aldığı Drei Meister (1920; Üç Büyük Usta); Hölderlin, Kleist Ve Nietzsche’Yi İncelediği Der Kampf Mit Dem Dämon (1925; Kendileriyle Savaşanlar) İle Casanova, Stendhal Ve Tolstoy’La İlgili Drei Dichter İhres Lebens (1928; Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar) Sayılabilir. Yazara Ün Kazandıran Bir Başka Yapıtı Sternstunden Der Menschheit’Tır (1928; Yıldızın Parladığı Anlar). Zweig Ayrıca Joseph Fouché, Marie Antoinette Ve Mary Stuart’In Nesnellikten Çok Sezgiye Dayanan Biyografilerini Yazmıştır. Çok Sayıda Yapıtı Arasında Verwirrung Der Gefühle (1925; Karmaşık Duygular) Adlı Bir Öykü Kitabıyla, Ungeduld Des Herzens (1938; Sabırsız Yürek) Adlı Bir Psikolojik Romanı Da Mevcuttur.
Dönem içi en ucuz fiyat: 16 Kasım 2021 tarihinde 131
Dönem içi en pahalı fiyat: 20 Aralık 2022 tarihinde 320
Fiyat Arşivi internetteki fiyatları toplayıp önünüze getirir. Çeşitli satıcılardaki fiyat geçmişlerini görüp en ucuz fiyatları bulmanızı sağlar. Sitede herhangi bir ürün satışı yapılmamaktadır. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz içiniletisim@fiyatarsivi.com